19 Aralık 2016 Pazartesi

Nehir Cookies

Artık sıfatlarıma bir yenisi daha eklendi, "yenge" oldum ben :)) Bugün Nehir kuzusu katıldı aramıza ♥ Yengesi olarak tabi ki hastane ikram kurabiyelerini ben yaptım.. Hoş geldin Nehir'cim aramıza, ailemize, dünyamıza :) 




 



by nb.

27 Ekim 2016 Perşembe

Kanaviçe Kasnak Pano

Ne zamandır bu kasnak/pano'lardan yapmak istiyordum.. Kısmet arkadaşlarım Deniz&Görkem'e imiş! :) 
***
Görkem Deniz'e, Kapadokya'da balonda evlenme teklifi edince, 'balon' onların sembolü oldu.. Aylar geçti tabi üzerinden, şimdi onlar artık evli bir çift :) 
***
Bu kasnak/pano ise minik bir düğün hediyesi oldu benden güzel çifte.. 
Mutluluklar diliyorum   



Kasnak çapı 15cm

by nb.

23 Ekim 2016 Pazar

Lavanta Nişan Keseleri

Lavanta aşkınaaa! 
Bu lavanta desenli ve içi kuru lavanta dolu keseleri Kübra ve Ömer'in nişanı için işledim :)
♥ 
Mutluluklar..
 
15.10.2016



by nb

16 Ekim 2016 Pazar

Kanaviçe Bebek Kapı Süsü

Aramıza yine bir kuzu geldi, ismi Ayşe Öykü. Annesi de bana ulaştı ve 2 sene önce yeğenim Nil'in doğumu için işlediğim hastane kapı süsünün (buradan bakabilirsiniz) bir benzerinden istediğini söyledi :) Ve detaylarda arıların olmasını istediğini söyledi. Sonuçta aşağıdaki gibi arılı&çiçekli bir kapı süsü çıktı.. Hoş geldin Ayşe Öykü 

renkleri seçerken


hastane kapısından :)

by nb.

26 Ağustos 2016 Cuma

Lavanta Keseleri ve Yüzük Yastığı #OrcuNihan

Kim demiş terzi kendi söküğünü dikemez diye! Kendim tasarladım, kendim diktim, mis gibi de oldu!

Efendim geçen Cumartesi (20.08.2016) benim kendi nişanım vardı. Yalnız nişan dediğime bakmayın, evde değil dışarıda 120 kişilik biraz büyükçe bir nişandı ve benim çok kısıtlı bir zamanda 120 kişiye nişan hediyelikleri ayarlamam gerekiyordu! Bolca pinterest'te gezinmeler, Eminönü ziyaretler ve tabi ki bitanecik annemin de yardımlarıyla bu keseleri ve yüzük yastığını hazırladım 

Rengarenk nişan konseptine uygun olması için biraz etaminle ve biraz da renkli kumaşlarla bu keseleri hazırladık   









with love 

1 Temmuz 2016 Cuma

Welcome Baby Lavender Bags

Birileri teyze olunca çok seviniyorum ben! Kendim yeniden olmuş gibi.. Arkadaşım Nesli de teyze oldu yakın zamanda.. Bayram şekeri misali gelmiş kuzu, ismi "Karahan" :)  Bunlar da dünyaya gelişinin şerefine işlediğim lavanta keseleri.. Sağlıkla büyüsün 

****************************************************************

Someone has just become an auntie! That someone is my friend Nesli and these are cross stitch lavender bags that i stitched for his baby nephew..





by nb.

10 Mayıs 2016 Salı

London Bag

Benim yine İngiltere'm geldi :) Beni yakından tanıyanlar bilir, 2009 senesinde İngiltere'ye gittiğimden beri burnumda tütüyor İngiltere.. En sonunda nihayet bu sene, Haziran ayında (-yani 1 aydan daha az kaldı!-) ben yeniden İngiltere'ye gidiyoruuum! Bu çanta da bu gezi için yapıldı.. Ve tabi ki, dönüşte bir Londra yazısına hazır olun ;) Sevgiler, Cafe de NB.
*****************************************************************************
Ever since I went to the UK in 2009, I've been missing all of it! Eventually this June, I'm going to visit the UK again! And I am very excited about it :) That's why I create this cross stitch bag.. Stay tuned for a London travel notes post ;) Love, Cafe de NB.



Çantanın boyutunu merak edenlere, yandaki stabilo kalem :) 

Closer :)
Çantanın astarı da Londra detaylarıyla dolu kumaştan..

by nb.

2 Mayıs 2016 Pazartesi

kedili lavanta keseleri

Uzuun bir aradan sonra blog'da yeni bir kanaviçe yayını ile geri döndüm! O yüzden azıcık heyecanlıyım:) Bu rengarenk lavanta keselerini bikaç hafta içinde doğum yapacak olan Gözde'nin kızları ve Amerika'da yaşayan yeğenleri için işledim. Yalnız belirtmek istiyorum ki kanaviçe yayınlarımız devam edecek, beklemede kalın.. Herkese renkli haftalaar ;)




handmade by nb.

26 Şubat 2016 Cuma

Avustralya Günlüğüm - Melbourne

MELBOURNE; 25 Ekim 2014 ve 26 Ekim 2014

Melbourne ♥ Ben bu şehre kelimenin tam anlamıyla âşık oldum! Gitmeden önce ön yargıyla yaklaştığım, acaba popülaritesi nedeniyle yozlaşmış mı diye düşünürken Melbourne hayal biye edemeyeceğim şekilde etkiledi beni!

Her ne kadar gece yolculuğu yapmamaya yemin etmiş isek de (daha önceki yapmış olduğumuz maceralı gece yolculuğumu buradan okuyabilirsiniz) 25 Ekim 2014’te gece yarısı –yine maceralı bir yolculuk sonrası- Melbourne’e vardık. Aslında planlarımızda Adelaide – Melbourne arası sahil yolundan harika manzara eşliğinde ve yol üzerinde durabileceğimiz tatlı şirin kasabalar bulunan “Great Ocean Road”dan geçerek ulaşmak vardı, fakat yine düşündüğümüz olmadı…

Yolculuk boyunca, ormanların arasından geçtik, önümüze bir anda geyik sürüsü çıktı (evet yanlış duymadınız geyik sürüsü!), birkaç evlerden oluşan bir kasaba vari yerleşim yerinde adeta sokak köpekleri gibi dolaşan kangurularla karşılaştık J

Caddelerde adeta sokak köpekleri gibi gezen kangurular
Neyse gece vardık Melbourne’e ve hemencecik hazırlandık ve bir gece kulübüne gittik biraz eğlendikten sonra karavanımıza dönerek uyuduk. Ertesi gün erkenden uyandık, Melbourne’de geçireceğimiz ilk ve tek gün olduğundan planlı bir şekilde hareket etmemiz gerekiyordu.. Ben ki aylaar önce Melbourne’de olacağını öğrendiğim “Once Müzikali”ne bilet almıştım ve saat 6’da ona yetişecektim J

Melbourne gördüğüm en sanatsal şehriydi Avustralya’nın.. Caddeler, sokaklar, binalar sanki birer tasarım eserleriymiş gibiydi.. Şehir merkezi, yürüyerek keşfedilebilecek büyüklükteydi.

St. Patrick’s Katedrali 1800’lerden kalma yapısıyla görülmeye değerdi…

 

Katedral'in içinden bir kare 
Melbourne’un raylı hatlarının geçtiği, yine şehrin göbeğinde bulunan büyük görkemli yapısıyla yine 1800’lerden kalma yapısıyla şehir merkezindeki “Flinders Street/Victoria Park Railway Station”  da şehrin sembollerinden birisi..

1800'ler mimarisiyle şehrin merkezindeki Flinders Street/Victoria Park Railway Station

Şehirde eski&yeni bir arada, nostaljik esintiler taşıyan at arabaları ve tramvaylar..




Kraliçe Victoria bu şehre (hatta Avustralya’nın tümüne) adeta imzasını atmış olacak ki, yine isminin verildiği bugünlerde içerisinde özellikle balık tezgahlarıyla ünlü “Queen Victoria Market”


Queen Victoria Market'de bol bol bulunan deniz ürünleri :)
Queen Victoria Market'de bulunan eski postane ofisi aynen muhafaza edilerek cafe'ye dönüştürülmüş.
1800’lerden kalma eski ve görkemli yapısıyla Princess Theatre’da (bina tabi ki yine Viktoryen döneme ait..) gösterilen “Once” müzikaline gittim. Daha önce filmini izlemiş ve müziklerine âşık olmuştum! Oyun filminden çok daha etkileyiciydi.


Bir de şehrin gökdelenlerinin yükseldiği, şık cafe/restoranlarının bulunduğu daha çok -iş merkezlerini- barındıran Southbank bölgesi var. Yarra Nehri şehrin ortasından geçtiği için, nehrin karşısında kalan bu mahalle de görülmeye değer..

Southbank
Southbank gece
Yarra nehri üzerindeki köprülerden birinde bulunan aşk kilitleri (arkada Southbank)
Melbourne beni en çok sanatsal duruşuyla etkiledi! Şehrin içine sanat işlemiş ya da şehir insanların içimizde bulunan sanatı ortaya çıkarıyor.. Bilemiyorum belki de her ikisi.. Bunu sokak sanatçılarından, binalarına her yerde gözlemlemek mümkün..

-Melbourne Binaları-





-Melbourne Sokak Sanatçıları-







Son olarak şehir içinde bulunan devasa park Queen Victoria Gardens ile Melbourne sokaklarından bazı kareler..

Little Cupcakes Melbourne'u ararken içerisine girdiğimiz harika bir sokak (Degraves Street)

Southbank ve şehri ikiye bölen Yarra Nehri

Queen Victoria Gardens, arka fonda şehir silueti
Queen Victoria Gardens
Yarra Nehri üzerindeki köprülerden birisi, altındaki cafe/bar'ın ismi "Ponyfish Island"
Vee Avustralya Günlüğüm'de sona doğru yaklaşıyoruz.. Bir sonraki ve en son yazıda: Sydney!

by nb.