29 Kasım 2015 Pazar

pumpkin cupcakes

Minik kuzu Zeynep Bilge'nin doğum günü her ne kadar Kasım ayı sonunda kutlandıysa da aslında doğum günü 31 Ekim'deymiş, yani Cadılar Bayramı'nda! E doğal olarak doğum günü konsepti kendiliğinden belli olmuş "Balkabağı"! Doğum günü pastası, süsler, hediyeler ve tüm detayların sonbahar&balkabağından olmasına karar verilmiş!  Bana da cupcak'leri yapmak düştü.. Ve cupcake'ler bittiğinde ortaya adeta bir balkabağı tarlası ortaya çıktı! :) Bilge kuzusunun nice yaşları olsun 

Önce kekleri pişirdim
Sonra şeker hamurundan minik balkabaklarını yaptım :)

Balkabağı tarlasııııııı


Kutulara özenle yerleştirdim

Ve mutlu son, cupcake'ler yerlerine ulaştı sağsalim.. Bu da doğumgünü sahibinden gelen foto ;)
by nb.

13 Kasım 2015 Cuma

Avustralya Günlüğüm - Adelaide

ADELAIDE (24 Ekim 2014) 

Port Augusta’dan erkenden yola çıktık, istikamet Adelaide şehriydi! Adelaide Güney Avustralya şehrinin başkenti ve ülkenin en kalabalık 5. şehri.. Perth’ten sonra gördüğümüz en büyük şehirdi bu!

Adelaide şehrinin girişi

Şehrin merkezinden uzak sevimli Adelaide evleri 

Avustralya'da öğrendiğim bir gelenek, eskimiş ev eşyalarınızı atmıyorsunuz, yol üstüne koyuyorsunuz ve ihtiyaç sahipleri alabiliyor :) Mobilya alışverişi yapmadan önce sokaklarda gezmek lazım :)
Kıtanın güney okyanus şeridinde konumlanmış olan bu şehrin yine okyanus kenarında bulunan “Big4 Adelaide Shores Caravan Park”a vararak karavanı park ettik. Karavan parkı, okyanus kıyısında ve şehir merkezinden uzakta havaalanına yakın bir yerde çok çoook büyüktü! Öyle ki havuzlar, su parkları, barbekü alanları, karavanlar, bungalovlar, çadırlar, kabinler gibi birden fazla imkan ve konaklama çeşidine sahipti.. Daha önce tır parkında bile uyumak zorunla kalan bizler için burası adeta Hilton gibi gelmişti J

Big4 Adelaide Shores Caravan Park
Avustralya’ya geldiğimden beri havanın en sıcak olduğu gündü sanırım, o yüzden şehri gezmeden önce mayolarımızı giyip okyanusun tadını çıkardık biraz J

Okyanus
Yanımızda simit olmasa da martıları orada da besledik :)
Daha sonra şehri keşfe çıktık. Şehir merkezi Perth gibiydi aslında, merkezde büyük gökdelenler, alışveriş merkezleri, casino’lar, cafe’ler, restoranlar, mağazalar mevcut bol bol..

Adelaide Arcade alışveriş merkezi, bina 1800'lerden kalma..

Şehir merkezinde 1800'lerden kalma binalarla modern yapılar bir arada
Yine şehrin kuruluşundan kalma bir kilise


Avustralya'da Burger King'in ismi Hungry Jack's! Menüler aynı sadece ismi farklı! 
Perth’te de dikkatimi çekmişti ancak, burada China Town’a bizzat giderek daha yakından gözlemleme imkânı bulduğum husus ise şehirdeki Uzakdoğu etkisiydi! Daha sonra Melbourne ve Sydney’de de görecektim aynı etkiyi.. 

China Town girişi
Nüfusun hatırı sayılır bir çoğunluğu aslında uzak doğulu; Endonezya, Vietnam, Filipinler, Malezya, Tayland, Çin coğrafi açıdan da yakın oldukları için etkisi en fazla hissedilen kültürlerden... China Town’da bir Tayland restoranına oturduk, uzuuun süre sonra ilk kez restoranda yemek yemenin verdiği heyecan vardı J Bir nevi Avustralya usulü Tayland yemeği yedim diyebilirim; "kanguru etli thai usulü noodle" yanında Avustralya beyaz şarabı eşliğinde J Merak edenler için kanguru etinin tadı ekşimsi, yani böyle sirkeli gibi ve yağsız, sert lifli bir et..

Kanguru etli thai noodle!

Akşam ise, bir pub’ta bişeyler içerek karavan parkımıza doğru yola koyulduk zira ertesi gün “Great Ocean Road”u geçerek Melbourne’e ulaşma planlarımız vardı.. 

Bir sonraki yazıda, Melbourne!


by nb.

11 Kasım 2015 Çarşamba

Avustralya Günlüğüm - Port Augusta

Sabahın ilk ışıklarıyla yola koyulduk “Fowlers Bay”dan. Ancak çok erken saatte ayrıldığımız için danışma henüz açılmamıştı ve biz gecelik kalış ücretimizi ödeyemedik :/ Bir nevi kaçak kaldık karavan parkta.. Ve yolda giderken bir anda telefonlar çekmeye başladı! 2 gün boyunca hiç çekmeyen telefonlarımız nihayet çekmeye başlamıştı.. Ve şoför hariç hepimiz kaybolduk sosyal medya hesaplarında bir süre J Nihayet telefonlardan navigasyonu çalıştırabilecektik ve insanlarla haberleşebilecek..

Ve yolda ilerlerken yolun sol tarafında pembe gölü gördük! Esperance’ta yanına kadar gidip de göremediğimiz göl bu kez önümüze çıkmıştı J



Ve yolda deve kuşu gördük!

Avustralya kırsalında seyahat ederken yolda karşılaşacağınız vahşi hayvanlardan birisi; deve kuşu!

Eveeet, Perth’ten çıkalı tam 4 gün olmuştu ve biz yaklaşık 2.500 km mesafe kat ederek Port Augusta’ya ulaşmıştık!

Port Augusta şehrinin girişinde gördüğümüz Avustralya ile özdeşleştirdiğim devasa tankerler (Road trains!)

Port Augusta’ya vardığımızda henüz gün aydınlıktı, hava yaz mevsimini hissettir şekilde ılık/sıcaktı. Port Augusta, yol üzerinde Perth’ten sonra gördüğümüz en büyük şehirdi. Güney Avustralya eyaleti sınırları içerisinde bulunan bu küçük şehrin merkezinde doğal bir liman da bulunmakta..

Port Augusta limanı
Port Augusta evleri&sokakları
Şehrin kuruluşundan kalma eski bir yapı; Adliye Binası (Court house)

Şehirde yaşayanların %17.3’ü aborjin kökenliymiş biz de bolca rastladık sokaklarda, marketlerde..

Aborjin kökenli Avustralya'lılar 
Evet, Avustralya doğası gerçekten de el değmemiş ve vahşi. Bunu büyük şehir merkezlerinde anlamıyorsunuz ama bizimkisi gibi bir yolculuk yaptığınızda görmüyorsunuz hatta yaşıyorsunuz diyebilirim J Bazen ürkütücü, bazen heyecanlı ama hep yeni! Buradaki hayvanlar farklı, bitkiler farklı, kuşlar farklı ve hatta kuşların ötüşü bile farklı!

 

Bitkiler farklı! 

 

Kuşlar farklı!

Türkiye dışında Sadece Avrupa ve Orta Doğu’yu görmüş birisi olarak söyleyebilirim, Avustralya gittiğim hiçbir yere benzemiyor! Şehir merkezleri çok modern ve yüksek gökdelenlerle kaplı, ama şehir dışına çıktığınızda neredeyse kimsenin bulunmadığı yollar, 20-30 kişi nüfusu olan kasabalar ve vahşi yaşam karşılıyor sizi..

5000 km'lik yolun yarısına gelmiştik, rotamızda bizi Adelaide, Melbourne ve son olarak nihayet Sydney bekliyordu..

Bir sonraki yazıda Adelaide!


by nb.