Sabahın ilk ışıklarıyla yola
koyulduk “Fowlers Bay”dan. Ancak çok erken saatte ayrıldığımız için danışma
henüz açılmamıştı ve biz gecelik kalış ücretimizi ödeyemedik :/ Bir nevi kaçak
kaldık karavan parkta.. Ve yolda giderken bir anda telefonlar çekmeye başladı! 2
gün boyunca hiç çekmeyen telefonlarımız nihayet çekmeye başlamıştı.. Ve şoför
hariç hepimiz kaybolduk sosyal medya hesaplarında bir süre J Nihayet telefonlardan navigasyonu çalıştırabilecektik ve insanlarla haberleşebilecek..
Türkiye dışında Sadece Avrupa ve Orta Doğu’yu görmüş birisi olarak söyleyebilirim, Avustralya gittiğim hiçbir yere benzemiyor! Şehir merkezleri çok modern ve yüksek gökdelenlerle kaplı, ama şehir dışına çıktığınızda neredeyse kimsenin bulunmadığı yollar, 20-30 kişi nüfusu olan kasabalar ve vahşi yaşam karşılıyor sizi..
Ve yolda ilerlerken yolun sol tarafında pembe gölü gördük! Esperance’ta yanına kadar gidip de göremediğimiz göl bu kez önümüze çıkmıştı J
Ve yolda deve kuşu gördük!
Avustralya kırsalında seyahat ederken yolda karşılaşacağınız vahşi hayvanlardan birisi; deve kuşu! |
Eveeet, Perth’ten çıkalı tam 4 gün olmuştu ve biz yaklaşık 2.500 km mesafe kat ederek Port Augusta’ya ulaşmıştık!
Port Augusta’ya vardığımızda henüz gün aydınlıktı, hava yaz mevsimini hissettir şekilde ılık/sıcaktı. Port Augusta, yol üzerinde Perth’ten sonra gördüğümüz en büyük şehirdi. Güney Avustralya eyaleti sınırları içerisinde bulunan bu küçük şehrin merkezinde doğal bir liman da bulunmakta..
Şehirde yaşayanların %17.3’ü aborjin kökenliymiş biz de bolca rastladık sokaklarda, marketlerde..
Port Augusta şehrinin girişinde gördüğümüz Avustralya ile özdeşleştirdiğim devasa tankerler (Road trains!) |
Port Augusta’ya vardığımızda henüz gün aydınlıktı, hava yaz mevsimini hissettir şekilde ılık/sıcaktı. Port Augusta, yol üzerinde Perth’ten sonra gördüğümüz en büyük şehirdi. Güney Avustralya eyaleti sınırları içerisinde bulunan bu küçük şehrin merkezinde doğal bir liman da bulunmakta..
Port Augusta limanı |
Port Augusta evleri&sokakları |
Şehrin kuruluşundan kalma eski bir yapı; Adliye Binası (Court house) |
Şehirde yaşayanların %17.3’ü aborjin kökenliymiş biz de bolca rastladık sokaklarda, marketlerde..
Aborjin kökenli Avustralya'lılar |
Evet, Avustralya doğası gerçekten de el değmemiş ve vahşi. Bunu büyük şehir merkezlerinde anlamıyorsunuz ama bizimkisi gibi bir yolculuk yaptığınızda görmüyorsunuz hatta yaşıyorsunuz diyebilirim J Bazen ürkütücü, bazen heyecanlı ama hep yeni! Buradaki hayvanlar farklı, bitkiler farklı, kuşlar farklı ve hatta kuşların ötüşü bile farklı!
Bitkiler farklı!
Kuşlar farklı!
Türkiye dışında Sadece Avrupa ve Orta Doğu’yu görmüş birisi olarak söyleyebilirim, Avustralya gittiğim hiçbir yere benzemiyor! Şehir merkezleri çok modern ve yüksek gökdelenlerle kaplı, ama şehir dışına çıktığınızda neredeyse kimsenin bulunmadığı yollar, 20-30 kişi nüfusu olan kasabalar ve vahşi yaşam karşılıyor sizi..
5000 km'lik yolun yarısına gelmiştik, rotamızda bizi Adelaide, Melbourne ve son olarak nihayet Sydney bekliyordu..
Bir sonraki yazıda Adelaide!
by nb.
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder